| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | look bad f. | kötü görünmek | ||
|
What specifically looks bad? Özellikle kötü görünen ne? More Sentences |
||||
| Idioms | ||||
| Deyim | look bad f. | kötü görünmek | ||
|
I couldn't tell what had happened, but it looked bad. Ne olduğunu anlayamadım ama kötü görünüyordu. More Sentences |
||||
| Deyim | look bad f. | üzgün görünmek | ||
| Deyim | look bad f. | umutsuz görünmek | ||
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Speaking | ||||
| Konuşma | you look bad expr. | kötü görünüyorsun | ||
|
You look bad. Kötü görünüyorsun. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | look bad in a photo f. | fotoğrafta kötü çıkmak | ||
| Genel | look bad in a picture f. | resimde kötü çıkmak | ||
| Genel | look bad in a picture f. | fotoğrafta kötü çıkmak | ||
| Genel | look bad in a photo f. | resimde kötü çıkmak | ||
| Speaking | ||||
| Konuşma | it doesn't look so bad expr. | çok kötü görünmüyor | ||
| Konuşma | it doesn't look very bad expr. | çok kötü görünmüyor | ||
| Konuşma | it doesn't look too bad expr. | çok kötü görünmüyor | ||
| Konuşma | things look bad for you expr. | işiniz kötü | ||
| Konuşma | you look bad what happened? expr. | kötü görünüyorsun ne oldu? | ||
| Konuşma | your wounds look bad expr. | yaraların kötü görünüyor | ||
| Konuşma | things look bad for you expr. | yandınız | ||
